7 Nisan 2011 Perşembe

En Modern Tabu: Demokrasi

İnsanların sıklıkla içine düştükleri çıkmazlardan biri amaçlar ve araçların birbirine karıştırılmasıdır. Hatta öyle ki bizi doğruya taşıması beklenen araçlar, bazen kutsal kavramlar veya eşyalar hâline bile getirilir. Bunlara, eşyaysa put; kavramsa tabu diyoruz. Günümüzde, tabulaştırılmış kavramlar arasında en popüler olanı belli ki “demokrasi”.

Yönetimsel kararlar alma ve bunları uygulamaya koymada adaletin tesisi için, mevcut araçlar arasında en uygunu elbette demokrasidir; ancak, demokrasi dediğimiz bu çoğunluk iradesi, belli sınırlara kadar geçerli olmalıdır. Bir örnek verelim… Adolf Hitler, 1933’te Almanya’da iktidara gelmeden önce Yahudilere düşman olduğunu ve onların yok edilmesi gerektiğine inandığını her yerde açıkça seslendiriyordu. Bu anlamda, Alman halkının iradesiyle iktidara gelip 1945’e kadar hüküm süren Hitler’in gerçekleştirdiği aşağılık Soykırım, teknik olarak “demokratik bir soykırım”dır. Şimdi biraz durup düşünmenin zamanı değil mi?

Peygamberlerini tehdit eden, aşağılayan, yaralayan, hatta kimi zaman öldürenler de yaptıklarını aynı tabu adına yapıyordu… Hz. İsa'nın idam kararına imza atan dönemin Yahudiye Valisi Pontius Pilate de Yahudilerin çoğunluk iradesine göre hüküm veriyordu.

Hak söz konusu ise demokratik yasalar her zaman geçerli olamaz. Hak ancak Hakk’ın yasası ile korunur.

Yazıyı kısa tutarak kolay okunur kılmak için burada “doğru yönetim sistemi ne olmalıdır?”ı tartışmayacağım. Sadece bir soru daha sorarak amaç ve aracın belirlenmesinde ne kadar hata yaptığımıza dikkat çekmek istiyorum. Her fırsatta “biz demokrasiye inanıyoruz” cümlesini sarf eden siyasetçilerimiz, farkında olmadan demokrasiyi de bir dönem Kemalizm’e yapıldığı gibi bir din hâline getirmiyor mu?

İdeolojileri yüceltmek insanı küçültmektir. Ama her şey insan için olmalıdır. Buna “devlet” dediğimiz sistem de dâhil; her ne kadar düne değin Türkiye’de bunun tam tersi vuku bulmuş olsa da (vatandaşının dilini, dinini ve yaşam tarzını yasaklayan, kendi varlık sebebini unutarak kendisini halkının varlık sebebi sayan devlete veyl olsun).

İşte o devletin yaptığı da buydu: Laik, Demokratik ve Üniter T.C.’yi kutsamak (gerçi T.C. Devleti demokratik bile olamadı, o da ayrı konu). Tamam, demokrasi iyidir, hatta çoğu zaman haktır; ancak kabul edelim ki mükemmel değildir. Diğer birçok ideolojik kuram gibi…

Hamza Yardımcıoğlu
07.04.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder