Roswell Olayı


UZAYLI FENOMENİNE KISA BİR BAKIŞ
“UFO’lar veya uzaylılar gerçekten var mı?” sorusu bir yana, şimdi yazacaklarım gerçekten yaşanmış bir olaydır. Hatta öyle ki bu olay bütün ‘UFO’cu fanatikler’ için bir milat noktasıdır.

Yıl: 1947

Yer: Roswell Kasabası, New Mexico, ABD

O dönemde de UFO’lar (Unidentified Flying Objects) yani Tanımlanamayan Uçan Cisimler, bilinmekteydi ancak pek inanılan ve revaçta olan bir konu değildi. Ama o yılın 8 Temmuz günü bu durum tamamen değişecekti.

O zamanlar, televizyon şimdiki gibi her evde bulunan bir alet değil. Tabii radyo için durum farklı. O gün herkes için sıradan bir gündü. Derken radyo ajansından, inanılmaz bir ‘flaş haber’ geçti: “New Mexico’nun Roswell kasabasında bir Uçan Daire düştü ve yerel askeri yetkililerin yaptığı açıklamaya göre bu uzay gemisi şuanda Amerikan ordusunun elinde bulunuyor”.

Tabii bu haberle tüm ülke çalkalandı ve Amerika’da konuşulan tek konu bir anda ‘uzaylılar’ oluverdi. Herkes gibi Pentagon’daki üst düzey askeri yetkililer de konudan haberdardı ve hiç vakit kaybetmeden Roswell’e gitmişlerdi.

Tüm bu yaşananlar William Mc. Brazel adlı Amerikalı bir çiftçinin, arazisine bir UFO düştüğünü, yerel askeri yetkililere bildirmesi ve yetkililerin olay yeri incelemesi yapıp basını bilgilendirmesiyle patlak vermişti.

Üst düzey askerlerin Roswell’e gelişinin ardından Amerikan ordusu bir basın açıklaması yaptı ve yerel askeri yetkililerin verdiği bilginin, bir yanlış anlamadan kaynaklandığını duyurdu. Onlara göre düşen cisim aslında bir UFO değil, Meteoroloji ölçüm balonuydu ve yanlışlıkla UFO sanılmıştı.

Tabii bu açıklamaya kimse inanmadı ve ordunun, olayı örtbas etmeye çalıştığı düşünüldü.

Eğer 1947 yılında bu olay yaşanmasaydı, uzaylılar konusu şimdiki kadar popüler olmayacaktı ve muhtemelen çoğumuz UFO kelimesini bile duymamış olacaktık. Süreç içerisinde uzaylılar ile ilgili o kadar çok araştırma yapılmıştır ki ‘mucize kitabımız Kur’an-ı Kerim’ dâhil birçok kaynakta onlarla ilgili bilgiler aranmıştır.

Bu soruya Kur’an’dan cevap arayanlar genellikle Rad suresinin 15. ayetini referans alırlar. Ayette mealen şöyle denmektedir: “Göktekiler ve yerdekiler, isteyerek veya istemeyerek gölgeleri ile beraber Allah’a secde ederler.” Burada dikkat çektikleri birinci madde, ‘göktekiler’ ifadesidir. Bunun Arapçası ise “men fis semavati” ifadesidir ve burada kullanılan “men” kelimesi sadece kişileri, dolayısıyla akıl sahiplerini tanımlamak için kullanılır. Yani burada kastedilenin bir gök cismi veya uçan bir hayvan olmadığı açıktır. Ancak birçok müfessir, göklerdeki bu akıllı yaratıkların melekler veya cinler olabileceğini söylemiştir.

İşte bu noktada işin içine “onların gölgeleri” ifadesi girmekte ve bu akıllı yaratıkların bedensiz varlıklar olamayacağı anlamı açığa çıkmaktadır. Dolayısıyla Rad suresinin 15. ayeti, uzaylıların var olduğu fikrini savunanlar tarafından kesin bir delil olarak kabul edilmektedir.

Artık sözü fazla uzatmadan, gelelim son cümlelerimize. Başta belirttiğimiz Roswell olayının bir de cabası var. O da şudur: Olayın yaşandığı sırada, bölgedeki askeri üssün halkla ilişkiler subayı olan Teğmen Walter Haut, 2005’teki ölümünden üç sene önce bir takım itiraflarını kaleme aldı ve Düşen UFO’yu ve içinden çıkan uzaylı cesetlerini gördüğünü, ancak bunların gizli kalması için kendisiyle beraber diğer tanıkların da baskı gördüğünü iddia etti. Bu iddialar Teğmen Haut’un “Witness to Roswell: Unmasking a 60 Year Cover-Up” isimli kitabında mevcuttur. Ancak Türkçesini aramayın çünkü çevirisi yapılmadı.

Hamza Yardımcıoğlu
2009