Hz. Süleyman'ın Konuştuğu "Uçanlar" kimdi?

Hz. Süleyman'ın konuştuğu "TAYR" (uçanlar), kuşlar mıydı, yoksa...?

Neml Suresinin 16. Ayetinde bize, Hz. Süleyman'a مَنطِقَ الطَّيْرِ (Mantık-et Tayr) diye bir şey öğretilmiş olduğu bilgisi verilir. Peki nedir "Mantık-et Tayr"? Bu terim, bu güne kadar hep 'kuş dili' olarak tercüme edilmiş ve bu yüzden hep Hz. Süleyman'ın kuşlarla konuştuğuna inanmışızdır. Ama "TAYR" kelimesi kuş anlamına geldiği gibi, asıl anlamı "UÇAN" demektir.

Tayr kelimesini gördüğümüz yerde, "kuş" diye tercüme edivermek bizde öyle bir saplantı hâlindedir ki "Sürüler hâlinde uçanlar" anlamına gelen ve hatta uçak filolarını bile tanımlamak için kullanabileceğimiz "Tayran ebabil" ifadesini, "Ebabil kuşu" diye tercüme ederek yeni bir kuş cinsi yaratmışızdır. (Ama aslında Ebabil Kuşu diye bir kuş yoktur bile.)

Peki öyleyse Hz. Süleyman, gerçekten kuşlarla mı konuşuyordu? Bunu basitçe kabul etsek bile Neml Suresinin, 20. Ayetinden 29. Ayetine kadar olan kısımlarda kendisinden bir TAYR olarak bahsedilen Hüdhüd'ü nasıl açıklayacağız? Hz. Süleyman ve Hüddüd arasında kompleks diyalogların geçtiği Kuran'daki o bölümleri okuduğu hâlde Hüdhüd'ün hâlâ bir kuş olduğu iddia eden varsa, ona artık bir diyeceğim yok.

Eğer Hz. Süleyman zamanında uçuş teknolojisinin ne işi var diye soracak olursanız, bu soruya basitçe şöyle karşılık verebilirim: "Hz. Süleyman, Işınlama teknolojisini bile kullanıyorken neden onun zamanında uçmak bu kadar şaşırtıcı olsun?" Nitekim Neml Suresinin 38. ayettinden 42. ayetine kadar olan kısımları, yoruma bile gerek bırakmadan açıkça Sebe Melikesinin tahtının ışınlandığından bahsetmektedir.

(Yanlış bir şey yazdıysam âlemlerin Rabbinden af dilerim. Her şeyi tam olarak bilen O'dur.)

Hamza Yardımcıoğlu
Ekim 2009